AT PATELİ ( Rahmi ALTINSOY )
1970’li yıllardı. Mevsimlerden Güz mevsimi. Yenişabademli’nin ahalisi, mallarının gış alafını temin etmek için bonarbaşındaki çayıra gamış biçmeye giderlerdi. Bazı vatandaş hemen kenardan can bezdi işi yapardı. Gamışın kalitesi önemli değildi onlar için. Gamış, galp olmuş, tuğlu olmuş, gartımış, sarı yapraklı olmuş onlar için hiç fark etmezdi.
Bazıları göğsüne gadar suya girer, gamış orağı ile ulaşabildiği yerden gırkma biçerdi. Bazıları ise tahtadan yapılma üzüm şırası çıkarmaya yarayan ilkel sal olarak da kullanılan şarahmanalara binerek derin yerlere giderek gamışın en iyisini biçerdi. Şarahmanalar uzun iki sırık yardımıyla hareket ederdi. Bazılarıda biçtiği gamışı bağlar, onlardan bi gölgelik yapar ağşama gadar gölgede yatıp getirdiği azığıda bi güzel mideye indirerek ağşam vakti olunca biçtiği üç beş bağ gamışı eşeğe yükler eve dönerdi.
Vatandaşlar kendi aralarında, çayırlarının yerini tarif ederken “falanca söğütten beş felk ileride, eni yedi felk taa adaya gadar.” Çayırdaki parsellerin ölçü birimi “felk” idi. Çayır mevkileri çeşitli adlar almışlardı. Akot, uzunçayır, kuyruk söğüdü gibi. Yazın yayladan inen sığırlarını güz mevsiminde beslemek için ahali sabahın seher vakti yollara düşer Yenişarbademliye beş km uzaklıktaki mera olarak kullanılan çayıra sığırlarını sürerlerdi. Sığırı sıpayı önlerine gatar tozlu topraklı bazar yolundan sağından solundan bazende siğidelek bazen yavaş yavaş yürüyerek çayıra sürerlerdi. Ağşama gadar çayırda yayılan sığır, ağşam olunca eve geri dönerdi. Bazı köylü bonarbaşında dağevinde dururdu. Mucayid ile komşusu Musdava çayıra gidmek için erkenden kaktılar. Analarının hazırladığı azıkgabıyı alıp bellerine sarındılar. İkisinde iyi kötü birer velespitleri vardı. Velesbitlere bindiler bonarbaşına doğru yol aldılar. Yence okulunun ordan yokuş aşağı ikisi yarış etmeye başladı. Yencenin bağarasını geçip düzlüğe gelince velespitler iyice hızlanmıştı.
Musdava ise Mucayid’e “at pateli, at pateli ” diye gaz veriyordu. Gazı yiyen Mucayid alabildiğine patellere yüklendi. Velespitler iyiden iyiye süratlendi. Biraz ileride yolun ortasından çayıra mal süren yaşlı bi ebe vardı. Mucayid vargücüyle bağırdı “yoldan çekil aba, yoldan gıyıya gaç” diye. Ama yaşlı ebe bi sağa bi sola gitti gitti geldi. Mucayid’de yaşlı ebeye çapmamak için sağa sola yalpalarken ebeye yaklaşmıştı. Her ikisininde basireti bağlanmıştı. Ebecez yolun ortasında kalakaldı. Mucayid ise ondan farksızdı o süratle vardı ebeye çarptı. Ebe bi tarafa Mucayid bi tarafa velesbit bi tarafa savruldu. Musdava önce Ebeyi kaldırdı. Ufak tefek sıvrık vardı Allah’tan kırık çıkık yoktu. Ebe- “ Vili bacım gosgoca garıyıda görmüyorlar. Akcalar bacım her yerlerim ağrıyor. Ben niydiyin gayri. Elimden tud da beni bi galdır ay ağam. Obalar ol ay ağam. Allah senden ırazı olsun” der. Musdava daha sonra Mucayidin yanına gitti. Onu elinden tutup ayağa kaldırdı. Her tarafı sıyrıklar içindeki Mucayid ahlaya oflaya ayağa kaktı. Musdava, cin çarpmışa dönen Mucayide “at pateli Mucayid” diyerek takıldı ama Mucayid pek havasında değildi çünkü yara bere bi tarafa velesbiti maf olmuştu. O gün bu gündür iki arkadaş arasında “at pateli” deyimi bir parola olageldi.
23 Mayıs 2008 Rahmi Altınsoy Yenişarbademli
|
Bu Web Sitesi En İyi 1024x768 Ekran
Çözünürlüğü ve Gerçek Renkte Görüntülenebilir. |